1. Bilgelik, kutsal bir peygamberin eliyle İşlerini
başarıyla sonuçlandırdı.
2. Ayak basmamış, ıssız bir bölgede yolculuk
ettiler, Kimsenin ulaşamayacağı yerlerde çadırlarını kurdular.
3. Düşmanlarına karşı dayandılar, onları püskürttüler.
4. Susadıkları zaman Tanrı'ya yalvarıp yakardılar, Sarp
kayalıktan onlara su verildi, Susuzlukları sert taştan giderildi.
5. Böylece düşmanlarının cezasını veren şey, Sıkıntılarında onlar
için yararlı oldu.
6. Sen onlara ırmak suyunu vermedin, O hep akan bir kaynaktır ve
onu kirleten sellerle bulanık olur.
7. Irmak suyu, yeni doğan çocukları öldürme kararına sert tepkindi,
Ama umutsuzluğa karşın, onlara bol su verdin.
8. O günlerde çevreyi kasıp kavuran susuzlukla Onların düşmanlarını
ne denli güçlü bir davranışla cezalandırdığını gösterdin.
9. Çektikleri büyük sıkıntılar, acımasının sitemiydi, Onlar öfkeyle
verilmiş bir yargının Kötülere ne işkenceler çektirdiğini öğrendiler.
10. Sen onları gerçekten sınadın, Bir baba gibi onların kusurlarını
düzelttin. Ama öbürlerine sıkı davranıp sorguya çektin, Tıpkı suçlayan sert bir
kralın tutumuyla.
11. Yakında veya uzakta olsunlar, Mısırlılar yavaş yavaş yıprandı.
12. Onların üzüntüsü gerçekten iki misliydi, Geçmişi hatırlayınca
iniltileri iki misli artıyordu.
13. Kendilerini cezalandıran şeyin öbürlerini sevindirdiğini
duyunca, Anladılar ki işleyen Tanrı'dır.
14. Uzun süre önce onu kenara attılar, bıraktılar, Sonra da alay
edip geri çevirdiler, Her şey olup bittikten sonra şaşakaldılar. Çünkü erdemli
insanların susuzluğuyla kendi susuzlukları başka türlü sonuçlanmıştı.
15. Saçma ve kötü düşünceleri onları yanılttı, Aklı olmayan
sürüngenlere, Aşağılık hayvanlara tapmaya başladılar. Onları cezalandırmak için
sürüyle akılsız yaratıklar gönderdin
16. Ve bu tür günah aletlerinin Birer cezalandırma aleti olduğunu
onlara öğrettin.
17. Gerçekten de senin güçlü elinde -Biçimi olmayan maddeden
dünyayı yaratan güçlü elinde-
18. Onların üzerine bir sürü ayı ve vahşi hayvan gönderecek her
imkân vardı: Bilinmeyen, yeni yaratılmış, azgın hayvanlar, Ağızlarından ateş
çıkaran, Çevrelerine pis kokular saçan, Gözlerinden korkunç kıvılcımlar
fırlatan hayvanlar.
19. Bu hayvanlar bir vuruşla onları ezebilirdi, Ayrıca korkunç
görüntüleriyle de onları yok edebilirdi.
20. Ama, bunlar olmasa bile, bir tek nefeste düşüp ölebilirlerdi.
Senin adaletin onların peşindeyken, Gücünle, bir solukta, hızla dönüp
giderlerdi. Ama hayır, sen her şeyi ölçüsü, sayısı ve ağırlığı ile düzenledin.
21. Çünkü büyük gücün daima çağrını bekler, Kolunun kudretine kim karşı koyabilir?
21. Çünkü büyük gücün daima çağrını bekler, Kolunun kudretine kim karşı koyabilir?
22. Senin gözünde tüm dünya Terazinin gözünü bir yana yatıran toz
tanesi gibidir, Sabahleyin toprağa düşen bir çiğ damlası gibidir.
23. Yine de herkese karşı sevecensin, Çünkü sen her şeyi
yapabilirsin, İnsanların sana dönmeleri için günahlarını bağışlayabilirsin.
24. Evet, tüm varlıkları seviyorsun, Yarattığın hiç bir şeyden
tiksinmiyorsun, Çünkü herhangi bir şeyden tiksinseydin, onu yaratmazdın.
25. Sen istemeseydin, bir şey nasıl kalırdı? Sen ortaya çıkmasına
neden olmasaydın, Bir şey nasıl korunurdu?
26.
Yaşamı seven Rabbim, sen her şeyi esirgiyorsun, Çünkü her şey senindir.