2. Günah işlesek de, biz yine seniniz, Çünkü senin gücünü
onaylıyoruz. Ama senin olduğumuzu kabul ettiğini bilirsek, Artık
günah işlemeyeceğiz.
3. Seni kabul etmek gerçekten en yüksek erdemdir, Senin
gücünü bilmek ölümsüzlüğün köküdür.
4. Saptırılmış insan ustalığının hiçbiri cadı Bizi yolumuzdan
şaşırtmadı, Bir ressamın verimsiz çabası, Üstüne birbirine uygun
renkler sürülmüş bir suret.
5. Bunu görünce aptallar büyük bir özlem çekerler Ve
nefes almayan bir suretin cansız biçimine saygı gösterirler.
6. Bu suretleri yapanlar, bunlara saygı gösterenler ve
tapınanlar Kötülüğü seven kimselerdir ve böyle umutlar onlara yaraşır.
7. Şimdi bir çömlekçiyi ele alalım: Yumuşak toprağı emek
vererek işliyor, Bizim kullanmamız için her türlü şeye biçim
veriyor. Aynı çömlek çamurundan, öyle olsa da, Temiz işlerde
kullanılacak taslar biçimlendiriyor ve bunun aksini de
yapıyor. Hepsi birbirinin aynı olarakbiçimleniyor, Ancak hangi
çömleğin nerede kullanılacağına karar vermek Çömlekçinin işidir.
8. Ardından -çok kötü bir çaba- Aynı çömlek çamurundan boş
bir tanrı biçimlendiriyor. Yakın bir geçmişte topraktan meydana
gelen çömlekçi, Yine toprak olacak ve yaşamının hesabını verecektir.
9. Buna karşın, yakın olan ölümü Veya yaşamın kısalığını
hiç düşünmüyor. Tam tersine altın ve gümüş üzerinde çalışan
kuyumcuya Üstün gelmek için çaba sarf ediyor. Tunç üzerine
çalışanlara da benzemeye çalışıyor, Yaptığı düzme
örneklerle övünüyor.
10. Onun yüreği kül olmuştur, Umudu çamurdan daha değersiz, Yaşamı
kilden daha kalitesizdir.
11. Çünkü o, kendisini yaratanı, Kendisine soluk
verip Canlı insan ruhuna yaratıcı coşku vereni yanlış kavramakta.
12. Bundan da öte, yaşamımıza bir tür oyun, Burada
kaldığımız süreye Pazarlığa girişilecek bir panayır gözüyle
bakıyor. "Araçlar ne derece tiksindirici olsa da, İnsan
hayatını kazanmak zorundadır" diyor.
13. For this man, that of earthly matter maketh brittle vessels and
graven images, knoweth himself to offend above all others.
14. Ama bir zamanlar ulusuna baskı yapan düşmanlar, En aptal
olanlardır, Küçük bir çocuğun ruhundan fazla acınacak durumdadır.
15. Putperestlerin tüm putlarını tanrı olarak
kabullenmişlerdir. Bu putlar gözleriyle göremez, Burun delikleriyle havayı
teneffüs edemezler. Kulaklarıyla işitemez, Ellerindeki parmakları
kullanıp dokunamazlar. Ayaklarını da yürümek için kullanamazlar.
16. Çünkü onları bir insan yapmıştır, Soluğunu ödünç alan bir
yaratık onlara biçim vermiştir. Şimdiki durumda hiç bir insan Kendine
benzer eksiksiz bir tanrı biçimlendiremez.
17. Kendi ölümlü olduğu için, Tanrı'ya karşı saygısız elleri
olsa olsa ölü bir şey yapabilir. Kendisi tapındığı şeylerden
daha değerlidir, O hiç olmazsa canlıdır, ama onlar hiç bir zaman
yaşamadı.
18. En tiksinti verici hayvanlara tapınılıyor, Aptallık
dereceleri öbürlerinden daha kötüdür.
19. Özendirecek güzellikten iz yoktur, -Bazı hayvanlarda var olduğu
gibi- Tanrı'ya hamdetmek, Hayırdua etmek onun izlediği yolda yoktur.