2. Yasayı tanımayanlar, kutsal ulusun Onların buyruğunda
olduğunu sandıkları zaman, Kendileri
karanlıkta* tutsaktılar, Uzun gece onların zindanıydı, Evleri
bir tutukeviydi, Tanrı'nın sonsuz lütfunun katından kovulmuşlardı.
*Burada sözü edilen Mısır'dan Çıkış Kitabı'nın 10. bölümünde geçen karanlık belasıdır.
*Burada sözü edilen Mısır'dan Çıkış Kitabı'nın 10. bölümünde geçen karanlık belasıdır.
3. Gizli günahlarıyla Kimsenin dikkatini çekmeyeceklerini düşünüyorlardı, Unutkanlığın
onlara perde olacağını sanıyorlardı. Ama dehşete düşüp
dağıldılar, Görüntüler onları çok korkuttu.
4. Sığınıp saklandıkları yerler korkularını yok
edemedi. Etraflarında korkunç gürültüler duyuluyordu, Kasvetli,
çirkin hortlaklar onları sık sık ziyaret ediyordu.
5. Hiç bir ateş onlara ışık verecek güçte
değildi, Aydınlık, parlak yıldızlar Bu korkunç
geceyi aydınlatamıyordu.
6. Yalnız kendi kendine yanan büyük bir alev Etrafa ışık saçıp
onlara korku ve endişe verdi. Dehşete kapıldılar, bu gürültü
yitip gittikten sonra,Gördükleri şeyin hepsinden korkunç olduğunu
düşündüler.
7. Büyülerini hiç bir zaman kullanamadılar, Övündükleri
becerileri karma karışık bir duruma girip Rezil olmalarına neden
oldu.
8. Çünkü hasta ruhlardan korkuları
ve dengesizlikleri Uzaklaştırdıklarını iddia edenler Gülünç bir
dehşete kapılıp hastalandılar.
9. Onları ürkütecek korkunç bir şey olmasa
bile, Hayvanların fırsat kollayarak gizli gizli gezinmesi Ve
yılanların ıslık çalması onları korkutuyordu.Korkudan titreyerek
öldüler, Havaya bakmak bile istemediler, Ama bundan kurtulamadılar!
10. İtiraf etmek gerek ki, Kötülük çok yüreksizdir ve
kendini kınar, Vicdanın baskısı altında her zaman en kötüsünü
varsayar.
11. Gerçekten korku Usun sunduğu destekleri bırakmaktan
başka bir şey değildir.
12. İnsan içinden bu destekleri bıraktıkça, Çektiği
acının nedenini bilmemek o denli dehşet vericidir.
13. Onlar tümüyle aynı uykuda kenetlenmişlerdi Bu
karanlık sürdükçe, Bu karanlık gerçekten tümüyle güçsüzdü, Aynı
derecede güçsüz olan Hades'in derinliklerinden geliyordu.
14. Onları, kinli kez canavar gibi hortlaklar kovalıyor, Kimi
kez ruhlarındaki yüreksizlik etkisiz duruma getiriyordu. Çünkü birdenbire
beklenmedik birbiçimde Dehşete düşmüşlerdi.
15. Böylece oraya kim düştüyse Parmaklığı olmayan bu
tutukevinde çakılıp kaldı.
16. Çiftçi ya da çoban olsun, Ya da kendi kendine çalışan biri
olsun, Yakalandı ve kaçınılmaz yazgıyı paylaştı. Çünkü aynı
karanlık zincir her şeyitümüyle bağladı.
17. Yelin uğultusu, Yayılan dallarda kuşların hoş sesli
cıvıltısı, Suyun güçlü akışındaki ölçülü sesi, Sallanan çığın sert
gürültüsü,
18. Sıçrayarak giden hayvanların görünmeyen süratli
yönü, En yırtıcı vahşi hayvanların kükremesi, Dağlardaki çatlaklardan
yansıyan yankı, Tümü onları korkutuyor, etkisiz duruma
getiriyordu.
19. Tüm dünya parlak bir
ışıkla aydınlanmıştı, Engellenmeden işini sürdürüyordu.
20. Ancak onları kaplayan zifiri karanlık Onları
karşılıyacak olan karanlığın bir imgesiydi. Çektikleri sıkıntı onları
saran karanlıktan beterdi.